HAKAN HABİF – BİEN SERAMİK VE TASARIM DERGİSİ RÖPORTAJI
Ekim|2019
Röportaj
Tasarım prensipleriniz Neler?
Fonksiyon. Tasarımın ana kriterinin ve olması gerekenin, fonksiyon olduğunu düşünüyoruz. Bir plan mutlaka makina gibi çalışmak zorunda.
Dekorasyonu, renk seçimi, malzeme gibi detaylar hatalı olabilir ve bunların hepsi değiştirilebilir ancak fonksiyon başta hatalıysa o makina çalışmaz, kurgusu yanlış olur.
Yaratıcı Olunur mu, Doğulur mu?
Bence doğuştan gelen bir şeyler var, mesela bu oran %15-20 ise kalan kısmı yolda topladığınız, gözlem, okumak, yazmak, gezmek gibi şeyler diyebiliriz.
Projelerinizde Oluşturmak İstediğiniz Genel Bir Konsept Var mı?
Özellikle zamansız olmak diyebiliriz. Yaptığımız projelere baktığımızda, mesela önce mi yapılmış, bugün mü yapılmış, üç sene sonra mı yapılmış, genelde ayırt edilemiyor.
Moda renkler, moda malzemelerden ziyade, daha geleneksel malzemeleri bugün şartlarıyla, bugünün teknolojileriyle kullanmayı tercih ediyoruz.
Müşterilerin İhtiyaçlarını Karşılarken Kendi Tarzınızı Bozmamayı Nasıl Sağlıyorsunuz?
Buna iki aşamalı cevap vereceğim: Bir; belli bir yaşa gelene kadar müşteri yelpazeniz biraz geniş oluyor. Bu ne demek, sizin tarzınızda olmayan insanlarla ve müşterilerle de iş yapıyorsunuz. Bu ticari kaygılardan ya da portfolyo kaygılarından yani bunu yaparsam ileride daha da iyi işler yapabilirim gibi kaygılardan kaynaklı farklı tarzlarda işler yapıyorsunuz. Ben kendi adıma ne kadar bu tarz işler yaptıysam hepsinde başarısız oldum. Bir tanesinde dahi başarılı oldum diyemem. Her birinde mutlaka o müşteriyle sıkıntılı bir çalışma sürecimiz olmuştur. Siz kendinizi tanıdıktan sonra, deneyim dedikleri de sanırım bu oluyor. Deneyimledikten sonra artık bu çalışmaların size faydadan çok zarar getirdiğinin farkına varıyorsunuz ve zaman içinde de sizin tarzınızda olan müşteriler size geliyor. Diğer tarzda olanlar zaten kapınızı çalmıyor bir türlü seçicilik oluşuyor.
Tasarımlarınızda Küçük Detaylarla Özgünlüğü Nasıl Sağlıyorsunuz?
Son dönem sanata ve heykele çok sardık. Son 10-15 işte bir objeyi heykel gibi tasarlamaya gayret ediyoruz. Genelde öyle atmaya çalışıyoruz imzamızı. Örneğin, bir ofiste bir resepsiyon bankosu olabildiği gibi bir rezidansın dışındaki bahçe düzenlemesi, bahçe duvarları olabiliyor. Mimari ve sanatı iç içe kullanmaya çalışıyoruz.
Sizce Tasarımda Malzemenin Önemi Nedir?
%100 malzeme projeyi yönlendirir, büyük önemi var tabi ki tasarımda. Geleneksel malzemeleri güncel halleriyle kullanıyoruz. Malzemeye göre projenin şekillendiği çok olur, nasıl bir malzemeyi kullanmak istersiniz; örneğin, formu, rengi, dokusu uymuyordur, buna göre tasarımı değiştirdiğimiz çok olmuştur. Beton, ahşap, mermer üçünü genellikle kullanıyoruz. Biz bu malzemeleri ilgili projede nerelerde kullanabileceğimizden yola çıkıyoruz. Örneğin beton duvarları beton yapacaksak nereleri yapabiliriz gibi sorular üzerinden şekillendiği çok oluyor, sıkıntı çekmiyoruz uzun zaman kullandığımız için hepsi birbirini dengeliyor. Beton ve mermer soğuk, ahşabı da olabildiğince natürel halinde kullanmayı tercih ediyoruz, mümkünse cilasını bile yapmadan. Bazen formlarda zorlanıyoruz ancak mimari anlayış olarak her birini tek bölgede kullanmayı tercih ediyoruz. Örneğin, banko mermer ise arkasındaki duvar ahşap olabilir. Ya da beton bir yüzey varsa ona dik giren mermer olabilir, ayrı iki malzemeyi birbirinin devamı değil de dolayısıyla farklı düzlemlerde oldukları için sıkıntı olmuyor.
Islak Hacimde Malzemenin Hangi Özelliklerine Dikkat Edersiniz?
Genelde ticari yapılarda sağlamlık, kolay temizlenebilir olması, devamının kolay bulunuyor olması önemli. Kırılan ya da kötü kullanılan oluyor, iki senede bir o seramiklerin, o mermer üretiminden kalktığı oluyor o nedenle devamlılığının olması önemli. Evlerde ise kolay temizlenebilir olması önemli. Evlerde biraz daha doğal taşı tercih ediyoruz. Ticari yapılarda ise daha çok seramik olanları tercih ediyoruz.
Gelecekteki Mimari Sizce Nasıl Şekillenecek?
Bir kere birbirini doğuran bir mimari gibi artık ona gidiyor, bir üzüm salkımı gibi düşünün her şeyin birbirini doğurduğu daha sürdürülebilir mimariye gideceğini… Bu işte parametrik mimari de var. Eskiden MÖ on bin senede bir çağ atlanırken MS bu rakam binlere düştü, sonra iki yüz, üç yüz senede bir çağ atlar hale geldik. Teknolojinin bu hızıyla artık neredeyse üç dört senede bir yeni bir çağa girdiğimizi söylüyorlar dolayısıyla da bu hız mimariye de yön verecek.
Kullanıcının Ya da Mekanı Deneyimleyen Kişinin Malzemeyle Kurduğu İlişki Sizce Nedir?
Bence ilk mekâna girdiğinde, kesin bir iletişim içindeler, ilk etki de hafızada kalan en önemli şey. Gözün daha önceden görmeye alışık olduğu şeyleri daha çabuk kabullenip çok daha rahat beğendiğini düşünüyorum.
Sizce Form mu Biçim mi?
Form. Form ve biçim konusunda arada kalmış olsam da form diyorum 🙂
Sizce Nasıl Mekânlara İhtiyacımız Var?
Bildiğim alandan konuşmam gerekirse, “Gelecekte nasıl bir ofise ihtiyacımız var?” sorusunu çok net biliyorum. “Nasıl bir yaşama mekanına ihtiyacımız var?” onu cevaplayacak kadar donanımlı değilim. Bir hayalim var ama gelecekte ofislerin artık bizim ofisler gibi olmayacağını, ileride mutlaka yaşam alanlarının küçüleceğini düşünüyorum. Bir kere yemek ihtiyaçlarının, zincirin değişeceğini düşünüyorum. Dolayısıyla ciddi değişiklikler olacak.
Mimarlığa Nasıl Karar Verdiniz?
Çok net hatırlıyorum, 7-8 yaşlarındaydım. Alt komşumuz vardı, annemler kahve içmeye indiğinde, yünler keserlerdi, yünlerden ince ince evler yapardım o anları hatırlıyorum o zamanlar annem derdi ki, “mimar mı olacaksın?”. En azından ben üniversiteye hazırlandığımda, inşaat ve makina mühendisliği gibi bölümler de yazmıştım, mimarlık da yazmıştım, puanım mimarlığı tuttu. İlk projemi üniversitenin ilk yılında yapmıştım, ondan önce proje yapmamıştım hiç.
Kızlarınızın Sizden İlham Aldığını Düşünüyor Musunuz?
Evde hiç konuşmam, eve de iş götürmem. İç dünyalarında belki etkim olmuştur diyebilirim.
BIEN’i Tasarımlarınızda Hiç Kullandınız mı?
Bien ismini duydum ancak maalesef hiç kullanmadım. Genelde daha tutucu bakıyoruz, alışık olduğumuz aynı kişi ve markalarla çalışıyoruz ancak BİEN ile gelecekte mutlaka çalışacağız.