OFİSTE KORONAVİRÜS VE SONRASI İÇİN ÖNLEMLER
Nisan|2020
Yazı
Covid-19 salgını, tüm dünyayı etkilerken ofis mekanını da etkilemekte. ABD’de yapılan bir araştırma çalışanların %52,9’unun açık ofis mekanının koronavirüs salgınını artıracağını inandığını, %41’inin ise açık ofislerin bir “enfeksiyon yatağına” dönüşeceklerini inandıklarını göstermiştir.
Daha dikkatli hijyen önlemleri almak,sosyal mesafeyi artırmak ve en önemlisi evden çalışmak bu salgına karşı atılması önerilen adımların başında geliyor. Ancak her sektörde ya da her departmanda evden çalışmanın mümkün olmaması, ofiste bazı önlemleri almayı gerektirmekte. Aynı zamanda Korona-virüs salgını sonrası iş yerlerimize döndüğümüzde tekrar hastalık oluşmaması, ya da benzeri bir salgın durumunun yaşanmaması için de bu alınan önlemlerin ofis mekanında devam ediyor olması önemli.
Bugün bir çok ofis, alış veriş merkezi, fabrika, üretim merkezleri gibi toplu mekanlarda gördüğümüz el dezenfektanlarının kökeni, SARS salgınına karşı alınan önlemlere dayanmakta. Dolayısı ile bugün ofis mekanında atacağımız önlem adımları, bizleri Korona virüs salgınından korumanın yanı sıra, gelecek için daha fazla önlem alarak, daha sağlıklı çalışma alanlarına kavuşmamızı sağlayacaktır.
Bu bağlamda, bir sağlık kuruluşu ya da uzmanı olmasak da, ofis tasarımı ve ofis mimarisi üzerindeki tecrübelerimize dayanarak, uzmanların önerdiği önemli adımları tek bir yerde toplamak istedik.
Açık ve Şeffaf Diyalog Kurulması
Tüm ofis genelinde, yöneticilerin ve çalışanların hem kendi hem de birbirleri arasında açık bir diyalog kurması çok önemli. COVİD-19 hakkında elde edinilen bilgiler her geçen gün artar ve değişirken, insanların arasında panik ve yanlış bilgilendirme de artmakta. Buna karşı olarak atılacak adım ve önlemleri planlarken açık, şeffaf ve pozitif bir diyalog kurulması istenmeyen bir panik ortamının oluşmasının önüne geçecektir. Bu diyalog ofis genelindeki morali güçlendirerek kaygı seviyesinin düşmesine yardımcı olurken, virüs salgını esansında hem mücadeyi güçlendirecek, hem de iş gücü ve performans kaybının önüne geçecektir.
Dokunma Yüzeylerini Azaltabilirsiniz
Hijyen kurallarını uygulaman önce, ofis çalışanlarının dokunacağı yüzeyleri azaltmak bir “ön önlem” olarak sağlıklı bir ortam yaratılmasının temelini oluşturacaktır.
-Çok kullanılan kapılar otomasyon ile kendiliğinden açılır kapanır hale getirilmeli.
-Düğme ya da şifre ile kontrol edilen kapılar tercihen temazsız ya da kartla kontrol edilir hale getirilmeli.
-Çok kullanılan aydınlatma düğmeleri yerine varlık sensörü kullanılmalı.
-İklimlendirme kontrolü, termostat ve aydınlatma anahtarları gibi çok dokunulan yüzeylerin ortadan kaldırılması için aydınlatma otomasyonu ve iklimlendirme otomasyonu gibi sistemler kurulmalı.
-Mutfak ve tuvaletlerde hareket sensörlü vitrifiye elemanları kullanılmalı.
Bu önlemlerin uygulanması ve daha fazlası için mimari çözüm ortaklarınızdan destek alabilirsiniz.
Daha fazla Hijyen Önlemi Alabilirsiniz
Sık ve kurallarına göre el yıkama, el dezenfektanları, kolonya ve anti-bakteriyel mendil kullanımı gibi hijyen adımları koronavirüse karşı alınacak önlemlerin başında geliyor. Tüm ofis genelinde dokunma yüzeylerini azalttıktan sonra, ofis kullanıcılarının bu konuda bilgilendirilmesi çok önemli. Bunun yanında ilgili malzemelerinin ofis kullanıcılarına hediye edilerek dağıtılması ve kolay ulaşılabilecek yerlere dispanserler konulması da hijyen önlemlerinin alınmasını teşvik edecektir.
Bilgilendirme ve Hatırlatma
ABD’de yapılan anket çalışmalarında çalışanların en az %70’i koronavirüs önlemlerinden haberdar olduklarını ve bu önlemleri uyguladıklarını göstermiştir. Ancak yoğun bir iş gününde bu önlemlerin akıldan çıkması, insanların doğal olarak COVİD-19 öncesi eski alışkanlıklarına kolayca dönmesi mümkündür.
-Özellikle ıslak hacim ve mutfak alanlarında hijyen önlemleri ile ilgili hatırlatıcı ve bilgilendirici pano ve tabelalar asılabilir.
-Ofis içinde çok dokunulan ve kullanılan yüzeylerin yakınında hatırlatıcı panolar asılabilir.
-Ofis mekanı içinde görünür alanlara herkesin okuyabileceği bilgilendirme yazıları yazılabilir.
Bu adımların atılması ve daha fazla önlem alabilmek için, mimari ve görsel iletişim uzmanlarından destek alabilirsiniz.
Daha Sık ve Güçlü Temizlik, Dezenfekte İşlemleri
Ofisinizi koronavirüse karşı uzman ekiplere dezenfekte etmenin yanı sıra, rutin temizliğin sıklığını artırmak, temizlik ekiplerinin uzmanların önerdiği ürünleri kullandığından emin olmak hastalığın yayılmasının önüne geçecek ve ofis genelinde hijyen seviyesini artıracaktır. Aynı zamanda ofis içinde fazla temas edilen yüzeyleri temizlik ekibi ile paylaşarak bu alanlara daha fazla özen gösterilmesini sağlayabilirsiniz.
Kolay Temizlenebilir Mobilya ve Malzemeleri Tercih Edin
Yeni bir ofise taşıyor olmasınız dahi, kullandığınız ofisteki mobilya ve yüzeyleri tekrar gözden geçirmek faydalı olacaktır. Hijyenik, anti-bakteriyel ve anti-alerjik sertifikaları bulunan karo halı ya da LVT gibi zemin malzemeleri ile mümkün olduğunca düz yüzey ve detayları bulunan kolay temizlenen mobilyaların tercih edilmesi daha hijyenik bir ortam oluşturulmasına yardımcı olur.
Teknolojiden Faydalanın
Ofis alanın uzaktan çalışma ve etkileşim teknolojilerini destekler şekilde tasarlanması gerekmektedir. Farklı boyutlarda video konferans odaları, tekil görüşmelerin yapılacağı “phone booth” alanları gibi ofiste çalışanların evden çalışan ekip arkadaşları ile kolay iletişim kurmasını sağlayan alanlar planlanmalıdır. Bunlar gibi uzaktan iletişim ve çalışma alanları, sadece uzaktan çalışan ekiplerin koordinasyonunu kolaylaştırmakla kalmayıp, aynı zamanda ofis dışından hizmet ya da destek alındığı durumlarda ofis dışı toplantıların önüne geçerek sosyal mesafeyi azaltacaktır. Aynı zamanda ulaşım süresini sıfıra indirerek zaman kazandıracaktır. Ayrıca toplantı odalarında kablosuz bağlantı imkanlarının sağlanması da, kablo uçlarına dokunmayı önleyerek daha hijyenik bir çalışma ortamı sağlayacaktır.
Tehdidi Ciddiye Alın Fakat Sakin ve Pozitif Kalın
Tüm önlemleri aldığınızdan emin olduktan sonra, ofis olarak topluca sakin kalmak ve pozitif davranmak hem bu dönemdeki iş kaybı ve yavaşlamanın önüne geçecek, hem de stres seviyesini düşürerek herkesin daha sağlıklı kalmasını sağlayacaktır.